Yalçın, partisinin İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan'ın, 17 Ağustos'ta merkez Yıldırım ilçesinde düzenlenen törende 46 il için kentsel dönüşümün üçüncü hamlesini başlattığını hatırlattı.
Kentsel dönüşüm projeleri için master plana ihtiyaç duyulduğunu belirten Yalçın, Bursa'da bu yapılmazsa 17 ilçenin kendilerine göre bir kentsel dönüşüm gerçekleştireceğini, bir ilçenin Hong Kong'a, diğer ilçenin İstanbul'a, bir başkasının da Ankara'ya benzeyebileceğini söyledi.
Master planda, kentsel dönüşüm sürecinin ekonomik ve sosyal boyutlarının da bulunduğu bilgisini veren
Yalçın, şöyle devam etti:
"Kentsel dönüşümlerin halkla yapılması çok önemli. 'Konut' dediğiniz şey, insanın olmazsa olmaz en temel hakkıdır. Mülkiyet, en kutsal haklardan biridir. Onun onayı ve rızası olmadan bir çalışma yapmanız doğru değil. Ortak akılla bu dönüşüm çalışmaları yapılmalı. Bunun en güzel örneği, mahallelerde kentsel dönüşümle ilgili sivil toplum örgütleri kurulmasıdır. Bu bütün Batıda böyle olmuş. Londra'da 1800'lü yıllarda 'Park Hareketi' diye bir hareket başlamış. O şehir kurulurken daha fazla park yapılsın diye sivil toplum hareketi başlamış."
Yalçın, Türkiye'de 20 yılda 20 milyona yakın konutun kentsel dönüşümle yıkılıp yeniden inşa edileceğine dikkati çekti. Başlatılan üçüncü hamle ile kentsel dönüşüm olgusunun farkındalığını artırmanın amaçlandığını dile getiren Yalçın, "Bu milli bir meseledir. Deprem kuşağındayız. Deprem bu binaları yıkmadan tedbirimizi alalım" ifadesini kullandı.
Deprem riski bulunan bölgelerde kentsel dönüşüm projeleriyle yıkılacak binaların yerine en fazla 5 katlı yapılar inşa edileceğini vurgulayan Yalçın, aynı zamanda Osmanlı ile Selçuklu mimarilerinin örnek alınacağını belirtti.
Bursa'da yeşil alanların azaldığını bildiren Yalçın, "Bursa, yeşilini geri istiyor. Siyasetçiler olarak bunun sorumluluğunu her zaman taşımamız gerekiyor. Bursa'da binaları çok katlı yaparak finansman bulma dönemi bitmiştir, yatay mimari esas olacaktır. Bursa'nın turizmi için de bu gereklidir. Turistler, gökdelen seyretmeye gelmiyor, tarihi, kültürel mirası arıyor" diye konuştu.
"Acilen Suriye'ye müdahale edilmeli"
Yalçın, bir gazetecinin, Suriye'nin başkenti Şam'da yaşanan kimyasal silah saldırısını hatırlatması üzerine, bunun çok korkunç bir şey olduğunu söyledi.
Kimyasal silahların, ABD'nin kırmızı çizgisi olduğunu anımsatan Yalçın, şunları kaydetti:
"Bu durum, muhtemelen arkasından müdahalenin işareti olarak da algılanabilir. Orada beklemenin bir anlamı yok. 100 bin insan hayatını kaybetti, 1 milyona yakın insan göçebe durumunda. Acilen Suriye'ye müdahale edilmeli. Orada bir devlet falan kalmış değil. Orada bir cinayet mekanizması görev başında. Kimyasal silah korkunç bir şey, çoluk çocuk hiçbir şey bırakmıyor. Hatta nesiller boyu devam edebilen etkileri var. Bu gelişmeden sonra Türkiye de çok önemli kararlar alacaktır."
